17 Şubat 2008 Pazar

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM!


Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker en iyi
arkadaşının az ileride, kanlar icinde yere düştüğünü
gördü. insanın başını bir saniye siperden
çıkaramayacağı gibi
bir ateş altındaydılar. Asker teğmenine koştu hemen:
- Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi?
"Delirdin mi?" der gibi baktı teğmen...
- Gitmeğe değmez oglum, arkadasın delik deşik olmuş.
Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatini da
tehlikeye atma sakin!
Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek
zorunda kaldı.
- Peki, dene bakalım!
Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize
eseri,
arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını
sırtlandığı gibi taşıdı.
Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen
koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir
kenara yıkılmış askere döndü:
- Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş
miydim!
Bu zaten ölmüş...
-Değdi Komutanim, değdi! dedi asker.
- Nasil değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda
henüz yaşıyordu...
Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim
için...
Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini
tekrarladı:
"Geleceğini biliyordum!"

Kalbimizde "arkadaşlık" denilen bir mucize var. Nasıl
olduğunu,nasıl basladığını bilemezsiniz. Ama
bunun ozel bir armağan
olduğunu,Allah'ın bir lütfu olduğunu bilirsiniz.
Gerçekten de arkadaşlar nadide mücevherlerdir.
Yüzünüzü güldürüp, başarmanız için cesaret verirler.
Sizi dinlerler ve kalplerini acmaya hazırdırlar.
Sevdikleriniz ve arkadaşlarınız her daim yanınızda olması dileğiyle....

0 yorum:

Writing Blogs - Blog Catalog Blog Directory

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP