4 Aralık 2008 Perşembe

İNSAN GİBİ SEVMEK..

Bu hikayeden çok etkilendim.Heralde hayatıma yeni yön vermenin zamanı geldi diye düşünüyorum....

Anadolu'nun orta vilayetlerinden bir köyde, yavaş yavaş güneş batmaya
hava kararmaya başlar.Karanlık iyice çöker köyün üzerine. Evlerden
birinde bir kadın ve adam yatma hazırlığı yapmaktadır. Erken yatıp
yarın sabaha, güneş ışığına erken uyanılacaktır.
Adam üzerini değiştirir, yatağına yönelir. Evin penceresinden;
karanlık bahçeye vuran ışıkta ağaçların arasında bir gölge belirir.
Kadın pencereden dışarı bakar ve gülümser. Kadının sevgilisi
bahçededir. Tam sözleştikleri gibi, sözleştikleri saatte ve yerde adam
onu beklemektedir.

Kadın kocasının uyuduğundan emin olunca, sessizce yataktan kalkar,
üstünü giyer. Ve pencereden aşağıya atlar. Başka bir adam için, kadın
kocasını terk eder. Koşarlar iki sevgili kaçarlar. Tarlaları , ovaları
aşarlar.
Anadolu'da bir köyde nasıl koşmasınlar ki? Arkalarından onları
kovalayacak onca şey vardır. Namus belası, töre cinayetleri,
yoksulluk, cefa, korku. Arkalarında bunlar varken nasıl durabilirler?
Köyden uzaklaştıklarına iyice emin olunca soluklanmak için dururlar.
Kadın duraksamayı fırsat bilip nefes nefese der ki : 'Evden
çıktığımdan beri, ayakkabımın içinde bir şey var, beni rahatsız
ediyor'

Çıkartıp bakar ki ayakkabısının içinde bir tomar para. Meğerse kocası
her şeyin farkındaymış. Biliyor ki karısı başkasını seviyor,kendisini
terk edip gidecek, 'Beni terk edecek ama bunca yıl çorbasını içtim,
çamaşırlarımı yıkadı, ütüledi. Bana emeği geçti' diye düşünmüş ve
birikmiş parasını karısının ayakkabısı içine koymuş.
O yoksul köylü; bütün parasını; başka bir adam için kendisini terk
eden karısının, giderek kendinden uzaklaşan adımlarını attığı
ayakkabısının içine bırakmış.
O güzel insanı, O onurlu davranışı sergileyen, O terk edilen adamı
aslında hepimiz tanıyoruz..O adam Aşık Veysel!

0 yorum:

Writing Blogs - Blog Catalog Blog Directory

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP