19 Aralık 2008 Cuma

DALGA,ATEŞ VE BEN

Gecenin kör karanlığında sahilde kaybettiğim kendimi arıyorum.Yürüyorum,yürüyorum rüzgarın esintisi bir kırbaç gibi yüzüme vuruyor umarsızca...Dalgalar sanki beni yutucakmışcasına sahile vuruyor sanki beni çağırır gibi...Çocukken ateşlendiğim zaman gördüğüm rüyamı hatırlıyorum;yağmur hiç durmadan yağıyor,rüzgar deli gibi eserken ben kayaların tepesindeki fenere doğru yürüyorum.Fener ışık tarafı mavi,diğer tarafı beyaz ve pas arası bir renk,sanki uzun süreden beri orada olduğunu belli edercesine.Fenerin çevresindeki merdivenlerden yukarıya çıkıyorum rüzgar ve yağmura karşı dönen ışık gözümü alıyor anlık körlük yaşıyorum.O uçsuz bucaksız karanlıkta kimlere kılavuzluk yapıyor acaba.herneyse ışık cevresinde dönerken hatırladığım büyük bir dalganın tepesinde olduğum fenere doğru geldiği ve yutmak için hani dalganın kırılma noktası olup kıvrılmaya başladığı durum vardır ya işte aynen yutuyor sonra nouluyo diceksiniz uyanıyorum ve ateşim düşmüş her tarafım sirkeli-su...Şimdi o dalgalara bakıyorum ateşimi söndürmek için gelen dalgalar,şimdide kalbimdeki ateş için çoşuyorlar söndürmek istercesine....

0 yorum:

Writing Blogs - Blog Catalog Blog Directory

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP