16 Şubat 2009 Pazartesi

BENJAMİN BUTTON'IN TUHAF HİKAYESİ



Benjamin Button'ın Tuhaf Hikâyesi;üstün yetenekli yazar F. Scott Fitzgerald, Amerikan edebiyatının büyük ismi Mark Twain’in “Seksen yaşında doğup yavaş yavaş 18’imize doğru ilerlesek hayat sonsuz mutluluk olurdu” sözüne dayanıyor.Yazar F. Scott Fitzgerald,Twain’in bu cümlesini aldı ve 1920'lerde “Benjamin Button” makalesini yazdı.Benjamin Button’ın beyazperdeye tanışması ise sancılı oldu, yaklaşık 18 yıl elden ele dolaşan proje,sonunda filmin senaryosu yazılarak gösterime girdi.13 dalda oscara aday gösterilsede diğer filmlerin performansına bağlı...aklıma CAN YÜCEL'in o güzel yazısı aklıma geldi

Yasamın en tatsız tarafı sona eriş şekli.
Şüphesiz ki yasamı tersten yaşamak daha güzel hatta mükemmel olurdu.Nasıl mı ?
Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde, herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette.
Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak. Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi hazır. Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev...
Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz.. Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karşınızda el pençe divan...
Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade..... Aman ne güzel günler başlıyor... Derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada Babanız ortaya çıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, isi bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun..." Keyfe bakar misiniz ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor. Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık... Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" diyorlar...
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz. Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor. Mama artık her yerde, her an ve en taze seklinde hazır. Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortama giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor sıcacık yumuşacık ! Gurultusuz ve patırtısız bir ortamda yasıyorsunuz. Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz. Veee günün birinde müthiş keyifli bir gece ile hayatiniz bitiyor....

0 yorum:

Writing Blogs - Blog Catalog Blog Directory

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP