1 Şubat 2009 Pazar

İZMİRİN YALNIZ ADAMI

Dün SUFİ SAJA yazarları ile birlikte deliler gibi bulmaca çözdükten sonra uyuyup kalmışım (her zaman yaptığım şey) eve gitme zamanı gelmişti saat 03,00 de herkesin uykuya daldığı ve sanki yolların benim için tahsis edildiği İZMİRİN o yalnız sokaklarında kendimi arar gibi yürümek çok zevkli.Şekere yazdığım mesaj aklıma gelip gülüyorum.Telefonda konuştuk arkadaşının nişanına gidecekmiş soracağım sorular varken ben saçma salak şeylerle onu güldürüyorum ve akşam aklıma geliyor soracağım soru tabi ki tuvalette hemen mesaj çekiyorum mesaj şöyle;
Tuvalette düşündüm:)nasıl döneceksin,kim getirecek,senin yanına gelsem yoksa orada mı kalacaksın yarın izinli misin?beni seviyor musun sormuşken bunu da aradan çıkartayım dedim diye mesaj attım tabi ki cevap gelmedi ama kesin okurken gülmüştür,kendimde halen gülüyorum sevgi bu olmalı heralde kısa hayatımızda biraz tebessüm ..
Her neyse eve giderken kulağımda her zamanki gibi mp3 dinlerken radyoda BARIŞ MANÇONUN müziği denk geldi.Yürürken sanki havada gidiyordum bir yandan sevdiğimi düşünüyorum bir yandan kendimi deme keyfime... sonradan öğreniyorum ki BARIŞ MANÇONUN ölüm yıldönümüymüş rahmetle anıyorum 10 sene olmuş daha dün gibiydi yaşlanıyoruz.
Sevdiğim bak zaman kısa hemen kaç bana
seni bekler bu deli yürek ver elini bana
neden inat edersin bırak kendini bana
gizlinefes derki kalbinde bir şans ver bana
...

1 yorum:

sufi 1 Şubat 2009 14:32  

Vay be Levocan;
Ancak bu kadar içten bir yazı olur.Güldürdün bizleri hele sormuşken araya sıkıştırılan o soru var ya!O soru 12 den vurur inan insanı, vurulmaya müsaitse o malum kişi.Ama Barış ne diyor?"Sabret"Sabrın sonu ne de olsa selamet.

Writing Blogs - Blog Catalog Blog Directory

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP