5 Şubat 2009 Perşembe

TAVUK,CİVCİV VE YELKOVAN

Bu sabah yatakta her sabah 9 seneden beri bir fiildir beni uyandırmak için çalan saatlerimi düşündüm.Eskiden uykum çok ağırdı uyanamıyordum,uyandıramıyorlardı. Küçükken ablam beni flüt ile uyurken kıçıma vurmuş ,çocuğuz işte ablamı nasıl sinirlendirip,gözünü döndürdüysem hatırlamıyorum sadece sabah kalktığım zaman kıçım acıyordu o kadar ağırdı uykum... Bir gün işe geç gittim,geç dediğim 07,00 işbaşı yapacam 07,15 de gittim.Dakik bir müdürümüz vardı bana o gün işbaşı vermemişti,tatlı dille sen bugün git izin kullan bir düşün yarın gelirsin demişti. O gün çok ağırıma gitmişti hatta sinirden ağladığımı hatırlıyorum çünkü benim gibi yürekten,aşkla çalışan birinin olduğunu düşünmüyordum ama biz iş yapıyorduk profesyonel olmak gerekiyor onu anladım artık bende onun konumunda onu istiyorum zaman bize birçok şey öğretiyor ama tatlı ama acı seçimler işte...
Neyse konuyu unuttum haa artık eskisi gibi çalar saatler yok hepsi dijital yada telefonumuzun alarmlarıyla kalkıyoruz yaa elektrikler olmasa şarj edemesek,dijital saatler çalışmasa yandım vallah.eskiden bir çalar saatimiz vardı,sadece bizde değil herkeste aynı saatten vardı,her gittiğim evde aynısını görüyordum.Çok severdim çocukken bugün o saatle karşılaştım saatçide vitrininde sergiliyordu öyle bakıp gülümsedim tavuk ve civcivlere....


1 yorum:

Unknown 5 Şubat 2009 10:49  

Acil birer adet edinmemiz lazım bu saatlerden Levocum.Taaa eski günlere götürdü beni yazın sevgiler.Dilek.

Writing Blogs - Blog Catalog Blog Directory

  © Blogger templates ProBlogger Template by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP